Değerlendİrme


 

BASINDA ÇOCUK EMEĞİNİN 30 YILI (1979 – 2008)

Şafak Tartanoğlu (Araştırmacı, Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı, 2008)

GİRİŞ

Çocukların çalıştırılması sorunu emeğin özgürleşmesiyle birlikte ortaya çıkan sorunlardan biridir. Emek bir yandan işgücünü kiralayacak kadar özgürleşmiş, ancak bu defa da işverenin sömürüsü altında köleleşmiştir. Sanayi Devrimi’nin ağır koşullarında çocuk emeği sermaye tarafından işlevsel görülmüş, bu sömürü günümüze kadar sürmüştür ve halen de sürmektedir.

Bugün, çalışan çocukların sorunları, dünyada ve Türkiye’de ağırlaşarak artmaktadır. Çocuk emeğinin kullanılması sorununun pek çok nedeni vardır. Bütün bu nedenlerin yapısal olduğu söylenebilir. Sanayi Devrimi’nden bu yana çocuk emeği öncelikle ucuz olduğu için tercih edilmektedir. İşsizlik oranlarının yüksek olması, ailenin geçimine çocukların da katkıda bulunmasını zorunlu kılmaktadır. Bütün bu nedenlerin dışında, başta kısa yoldan meslek edinme çabası gibi pek çok etken sayılabilir.

Çocuk tanımında bir ülkeden diğerine, gelişmiş bir ülkeden gelişmekte olan bir ülkeye, aynı ülke içinde kırdan kente farklılıklar görülmektedir. Çalışan çocuk tanımı ise ILO’nun 138 numaralı sözleşmesinde “zorunlu eğitimini bitirmemiş ve onbeş yaşın altında çalıştırılan çocuklar” olarak yer almaktadır. Türk İş Kanunu’nun 71.maddesi “çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı” ile ilgili hükümleri düzenlemektedir. Bu maddeye göre, ‘onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler’1. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca 1989’da kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi, Türkiye tarafından 27.01,1995 tarihinde onaylanmıştır. Bu sözleşme, çocuğu, 18 yaşın altındaki insanlar olarak tanımlamaktadır. Biz de bu tanımı benimsiyoruz.

Eğitim çağındaki pek çok çocuğun, sanayide, hizmet sektöründe ve sokaklarda çalıştığı bilinmektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oranın çok yüksek olduğu da bilinmektedir. Bu durumun engellenmesi için önlemler alınması, sağlıklı ve her türlü gelişimini tamamlamış bireyler yetişmesi için zorunludur.

Ancak Türkiye gibi ülkelerde özellikle 1980’lerle birlikte uygulanmaya başlanan yapısal uyum programlarıyla birlikte, alım gücünün her geçen gün azalması, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersiz kalması ve özel sektöre devri, sosyal güvenliğe ayrılan payın düşmesi ve kayıt dışılığın da artmasıyla birlikte bu kapsamdaki nüfusun azalması gibi sorunlar hanenin geçimine katılmaları için çocukların emeğine gereksinimi arttıracaktır.

Özellikle kırdan kente göç ile birlikte, kente tutunabilmek için ailenin tüm fertleri çalışmak zorunda kalmış, bu arada çocuklar da eğitimden uzak kalarak aile gelirine katkıda bulunmuşlardır. Sözü edilen yapısal sorunlar çözümlenmeden çocukların çalışmasının engellenemeyeceği ve bu konuda önlem alınamayacağı ortadadır.

AMAÇ

Bu çalışma yapısal bir sorun olan çocuk emeği kullanımı konusunda Türk basınının duyarlılığını saptamayı hedeflemektedir. Küreselleşme çırak-kalfa-usta düzenini arka plana itip, çocuğun sömürüsünü vahşi kapitalizm dönemlerini aratacak ölçüde öne çıkarmıştır. Basında çocuk emeği çalışmamızın başlangıcını 1980’lere dayandırmamız bundandır. 1980’lerle birlikte bu sorun hakkında toplumsal duyarlılık oluşturmak konusunda basının rolünün ne olduğunu incelemek çalışmanın temel amacıdır. Araştırmamızın başlangıç tarihini 1979 olarak saptamamız, bu yılın Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Çocuk Yılı olarak ilan edilmiş olmasıdır.

YÖNTEM

İncelenecek yıllar tabakalama yöntemiyle belirlenmiştir. 2008’den geri doğru beşer yıllık dilimlerle gidilmiştir . Çalışmaya son verilen yıl ise 1979 yılı olarak seçilmiştir; çünkü 1979 Uluslararası Çocuk Yılı’dır ve bu açıdan çok anlamlıdır. Sonuç olarak seçilen gazetelerdeki çocuk emeği haberlerinin taraması 1979, 1983, 1988, 1993, 1998, 2003, 2008 yıllarında yapılmıştır.

İncelenen yılların daha iyi değerlendirilebilmesi için, dönemin siyasal ve sosyal olayları da kısaca not edilmiştir.

Araştırmanın evrenini Türkiye’de ulusal yayın yapan gazeteler oluşturmaktadır. Araştırmanın konusu itibariyle gazetenin 1979 yılında da yayın yapması gerekmektedir.

Örneklem oluşturulurken ayrıca karşılaştırma yapabilmek açısından, gazetelerin ideolojik duruşları da dikkate alınmıştır. İdeolojik duruştan kasıt, gazetelerin bağlı bulunduğu sermaye grubunun da etkisiyle, Türkiye’de ve Dünyada gelişen her türlü ekonomik, siyasal ve kültürel gelişme karşısında aldıkları tutumlardır. Örneğin Türkiye gazetesi, özellikle 1979 yılında, dini içerikli yayınlar yapmasıyla dikkati çekmiştir. Bu yönelim ideolojik duruşunu da büyük ölçüde etkilemiştir.

Önem verilen bir diğer husus da gazetelerin tirajlarıdır. Tüm bu etkenler bir araya getirildiğinde, incelenecek gazeteler Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet ve Türkiye gazeteleri olarak belirlenmiştir.

Bu araştırma keşfedici araştırma türüne uygun olarak planlanmıştır.

Veri Toplama Araçları

Bu araştırmada gazete inceleme yöntemi kullanılmıştır. Tütengil2 (1961: 1)’e göre, gazete ve dergiler üzerinde yapılacak sistemli araştırmalar, basın tarihimiz için olduğu kadar kültür tarihimiz için de büyük önem taşımaktadır. Bir gazete veya dergi koleksiyonu, belirli bir çevrede ve zamanda geçen olayların, düşüncelerin ve duyguların saptanmasını sağlayan kaynaklar olarak sosyal yaşantının bir kesiti değerindedir.

Yine Tütengil’in de belirttiği gibi gazetenin incelenmesi için bir soru listesinin oluşturulması zorunluluğundan hareketle, bir soru çizelgesi yardımıyla veri toplanmıştır. Belirtilen yıllarda çocuk emeği ile ilgili çıkan haberler, haberin yılına, gününe, ayına, gazetede kapladığı yere3 göre kodlanmıştır.

İşlem

Araştırmanın veri toplama aşaması 26 Eylül- 16 Aralık tarihleri arasında Milli Kütüphane’de gerçekleştirilmiştir. Çalışmalarımız sırasında yardımlarını esirgemeyen Milli Kütüphane çalışanlarına bir kez daha teşekkür etmek isteriz.

1979 yılından başlayarak gazeteler taranmış, çocuk emeği ile ilgili doğrudan ya da dolaylı yer alan haberler saptanarak fotoğrafı çekilmiştir.

Tarama işlemi tamamlandıktan sonra, fotoğraflar analiz edilerek yıllara ve gazetelere göre basında çocuk emeğine ne kadar yer verildiği saptanmış; incelenen yılda dünyada ve Türkiye’de yaşanan olaylarla da bağlantılı olarak bulguların yorumlanmasına geçilmiştir.

Araştırma sırasında toplanan haberlerin özellikleri, ekteki kılavuz aracılığıyla sınıflandırılmış; bir sonraki aşamada, istatistiksel yönden değerlendirilmiş; sıklık dağılımları ve çapraz tabloları alınmıştır (EK-1 : Kılavuz Haber Formu).

BULGULAR

A) Yıllara Göre Seçilmiş Gazete İncelemeleri

Araştırmanın inceleme alanı olarak seçilen gazeteler, özellikle yayınlandıkları yıllar da dikkate alınarak Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet ve Türkiye olarak belirlenmiştir. Gazeteler incelenmeye 1979 yılından başlanmıştır. Burada önemli olan bir konu da incelenen yılda dünyada ve Türkiye’de yaşanan sosyal ve ekonomik olaylara dikkat çekmektir.

1979 Yılı

1979 yılı hem dünya hem de Türkiye açısından hareketli bir yıldır. Türkiye’de o dönem yaşanan ideolojik çatışmalar ülkenin gündemini belirlemektedir. Söz konusu yıl içinde İngiltere’de Thatcher’ın iktidara gelmesi neo-libeal politikaların da yayılmasına yol açmış, bir yıl sonra alınacak 24 Ocak kararlarının oluştuğu ortama da zemin hazırlamıştır.

O dönemki Ecevit hükumeti ve IMF arasında bugünkü ilişkilerin temellerini atacak yakınlaşmalar görülmüştür. Özellikle o yıllarda hızlı bir borçlanma sürecine girilmiş, bir yıl sonraki Özal dönemiyle başlayan süreçte hızlanmaya başlamıştır. Bunun sonucu olarak halkın alım gücünde hızlı bir azalma görülmüştür. Üretimin üzerinde bir tüketim süreci yaşanmıştır

1979 yılı “Uluslararası Çocuk Yılı” dır. Gazetelerin bu konuya yer verme düzeyleri de ayrıca değerlendirilmelidir.

1979 yılında emekten yana haberlere en çok yer veren gazete Cumhuriyet’tir. Özellikle Cumhuriyet gazetesinin o yıl çocuk emeği konusuna ağırlık verdiği söylenebilir. “Olaylar ve Görüşler” sayfasında gazete dışından bilim insanları ve yazarlar konuya büyük ölçüde eğilmiş, ayrıca köşe yazarları da duyarsız kalmamışlardır. Çırak çocuklar ve bunların eğitilmesine yönelik politikaları da içeren makaleler dikkati çekmektedir. Örneğin 11 Nisan tarihli Cumhuriyet gazetesinde, çırakların ailelerinin sınıfsal açıdan değerlendirmesini yapan bir haber yer almaktadır. 18 Kasım tarihli gazete bulunan bir karikatür ise oldukça dikkat çekicidir. 23 Nisan tarihli bir haberde ise çocuk ve genç işçilerin sosyal politika önlemlerinden yararlanamama sorununa dikkat çekilmektedir.

1979 yılında çocuk emeğinin çok görünür olmadığı da düşünüldüğünde, Cumhuriyet gazetesinin konuya diğer gazetelere oranla çok daha fazla yer verdiği sonucu çıkarılabilir. Gazetede ekim ayı dışında her ay konuyla ilgili bir haber çıkmıştır. Bu haberlerin çoğunluğu çocuk emeği sorunu ile ilgili dolaylı haberler de olsa, doğrudan haberlerin sayısı da çoktur.

Bu yılın “Uluslararası Çocuk Yılı” olması nedeniyle Cumhuriyet gazetesi dergi ekini, çocuklarla ilgili bir sayıya ayırmış, 2 Temmuz tarihli bu sayıda çalışan çocuklarla ilgili haberlere de yer vermiştir.

Söz konusu sene içinde gazetede haberler çoğunlukla gazetenin iç sayfalarında yer almış, haberin kaynağı da gazete çalışanlarının yanı sıra, konuya taraf olanlardan sağlanmıştır. Bu haberler içinde dizi yazı özelliği taşıyanlar da vardır. Bu durum konuya gösterilen duyarlılık da ilgilidir.

Hürriyet gazetesine geçildiğinde, gazetenin Türkiye ve dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmelerden çok magazin ağırlıklı olduğu görülmüştür. Cumhuriyet gazetesi ile kıyaslandığında, çocuk emeğine karşı duyarlılığın sınırlı olduğu söylenebilir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, gazetede yer alan haberler genellikle doğrudan çocuk emeği ile ilgilidir. Daha sonra söz edilecek olan diğer yıllarla kıyaslandığında, 1979 yılı Hürriyet gazetesi için çalışılan konuyla ilgili haberlerin yoğunluğu açısından verimli bir yıldır. Haberler iç sayfalarda yer alırken, genellikle gazete çalışanları tarafından yazılmıştır.

Milliyet gazetesi ise, 1979 yılı için Hürriyet’e göre konuya daha fazla duyarlıdır. Yine aynı çizgide bir gazete olan Hürriyet ile kıyaslandığında haberlerin daha derin ve sorunu ortaya koymaya yönelik olduğu söylenebilir. Haberlerin gazetede kapladığı yer konusunda Milliyet’in soruna daha fazla yer ayırdığı anlaşılmaktadır.

Türkiye gazetesi ise, özellikle 1979 yılında sorunu tamamen görmezden gelmiştir. Gazetede her ne kadar “Aile ve Çocuk” başlıklı bir bölüm yer alsa da, bu bölüm daha çok dini içerikli öğütler ve öyküleri içermektedir. Gazetede bahsedilen yılda, 5 Nisan tarihinde 2089 sayılı Çıraklık, Kalfalık ve Ustalık Kanunu (1977 tarih ve 2089 sayılı) ile ilgili küçük bir haber ve 20 Haziran tarihli korunmaya muhtaç çocuklar ile ilgili bir haber dışında doğrudan araştırma konusu ile ilgili bir habere rastlanmamıştır.

1983 Yılı

1983 yılı, 12 Eylül askeri darbesinden sonraki bir dönemi ifade etmekte, aynı zamanda bu dönem Türkiye için çok önemli değişimlere de işaret etmektedir. Bu yıllar, Türkiye’de darbenin izlerinin belirgin olduğu yıllardır. Aynı zamanda 24 Ocak kararlarıyla birlikte ülke hızla neo-liberal politikalardan etkilenmiş, 1983 yılında ANAP’ın kuruluşuyla bu süreç hızlanmıştır. 1983 yılı sonunda yapılan seçimler darbe sonrasında gerçekleşen ilk demokratik süreç olmuş, bu seçimden başarıyla çıkan parti ANAP ve Turgut Özal yıllar sürecek bir değişim dalgası başlatmıştır.

Ayrıca 1983 yılı 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun da çıkartıldığı yıllar olmuştur. Emekçilerin durumu ve işçi hakları da genel olarak darbenin yarattığı olumsuz koşullardan etkilenmiş, hızla kötüye gitmiş ve gerilemiştir.

Bu yıl özellikle Zonguldak’ta yaşanan grizu patlamaları madencilik sektöründe yaşanan önemli gelişmelerden sayılabilir.

Basındaki genel duruma bakıldığında incelenen gazetelerde, darbenin de etkisiyle bir siyasal söylem zayıflamıştır. Cumhuriyet gazetesinde çocuk emeği konusu daha çok köşe yazısı ve dizi yazı şeklinde yer almıştır. Bunun dışında konuyla ilgili kişilerin dışarıdan yazdıkları makaleler de dikkati çekmektedir. Doğrudan çocuk emeği ile ilgili haberler arasında 15 Haziran tarihli gazetede yer alan, Kastamonulu çocukların İstanbul’a giderek çıraklık yaptıkları ile ilgili haber çapıcı bulunmuştur. Bu yıl Cumhuriyet gazetesinde yer alan haberler çoğunlukla doğrudan araştırma konusu ile ilgilidir. Haberler genellikle gazete çalışanları tarafından kaleme alınmış ve gazetenin iç sayfalarında yer almıştır.

Hürriyet gazetesi de 1983 yılında ağırlıklı olarak magazine yer verse de, çocuk emeği ile ilgili haberlere rastlanmıştır. Haberler arasında doğrudan konuyla ilgili olanlar çoğunluktayken, gazetenin ekinde de habere rastlanmıştır. 1 Ekim tarihli gazete konuya ilk sayfada yer vermiştir.

Milliyet gazetesi incelenen yılda ve incelenen gazeteler içerisinde çocuk emeğine karşı en çok duyarlılık gösteren gazetedir. Özelikle Mart ayı sonunda yayınlanan yazı dizisi, çocuk işgücü kullanma sorununa tüm yönleriyle eğilmesinden dolayı önemli bulunmuştur.

Türkiye gazetesi ise daha önce incelenen 1979 yılına göre konuya çok daha fazla ağırlık vermiştir. 8 Ekim tarihli gazetede Türk çocuklarının Almanya’da çalıştırıldığına dikkat çekilmiş, yine 22 Ağustos tarihli gazetede ise, dünya genelinde çocuk çalıştırma istatistiklerine dikkat çekilmiştir. Haberlerin hemen hepsi konuyla doğrudan ilgili bulunmuştur. Çocuk sayfasında yer alan çalışan çocuklarla ilgili hikaye ve öyküler de dini içeriğini korumuştur.

1988 Yılı

1988 yılında Turgut Özal başbakandır ve ANAP’ın egemenliği ve iktidarı sürmektedir. Refah Partisi, o yıllarda yeni yeni ortaya çıkmaya başlamıştır. Aynı zamanda PKK’nın eylemliliği de söz konusudur. 19 Haziran tarihinde Turgut Özal’a suikast düzenlenmiş, bu olayın yankıları uzun süre devam etmiştir. Ayrıca 25 Eylül 1988 günü, yerel seçimlerin bir yıl erkene alınması ile ilgili Anayasa değişikliğine yol açacak bir referandum yapılmış, ancak bu olasılık halk oylamasıyla reddedilmiştir.

Bu dönem, Türkiye’nin ekonomik anlamda, dışa bağımlılığın arttığı ve kişi başına düşen gelirin hızla düştüğü yıllardır. Dünyada ise özellikle Sovyetler Birliği’nde Gorbaçov’un “glasnost” ve “peresteroyka” politikaları sosyalist sistemin çözülüşüne hız kazandırmıştır.

1980’lerle birlikte Türkiye’de yayınlanan günlük gazetelerin sayfa sayılarında hızlı bir artış süreci yaşanmıştır.

1988 yılında Cumhuriyet gazetesi birkaç haber dışında konuyla ilgili doğrudan haberlere yer vermiştir. Özellikle 26 Mayıs tarihi gazetede yer alan ve ayakkabı boyacısı çocukların eylemini vurgulayan haber etkileyici bulunmuştur. Yine 5 Temmuz tarihli gazetedeki çıraklarla ilgili haber de konuyla doğrudan ilgilidir. Ancak haberler genellikle gazetede az yer kaplamaktadır.

Hürriyet gazetesi önceki yıllara göre çocuk emeği konusuna çok daha fazla yer vermiş, haberlerin gazetede kapladığı yer de artmıştır. Gazete çalışanları tarafından yazılan haberler renkli fotoğraflarla da zenginleştirilmiştir. 14 Ocak tarihli gazetede yer alan, dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanı Safa Giray’ın orta sınıf ailelerin geçinebilmesi için kadın ve çocukların da çalışması gerektiğini belirten açıklamasına yer veren haber sorunun kaynağını göstermek açısından ilginçtir.

Milliyet gazetesi, daha önceki senelerde olduğu gibi 1988’de de konuyla ilgili doğrudan haberlere yer vermiştir. Özellikle 21 Nisan tarihli haber sorunu tüm boyutlarıyla ortaya koymaktadır.

Türkiye gazetesi, bu dönemde çocukların yaz tatilinde çalışmasına olumlu bir anlam yüklemiş, bu özelliğiyle diğer gazetelerden ayrılmıştır. Örneğin 10 Haziran ve 5 Ağustos’ta yayınlanan haberler bu duruma örnek olarak gösterilebilir. 15 Şubat tarihli gazetede ise, çalışan çocuk konusuna sorunlu bir alan olarak bakılmıştır. Bunun dışında, bu yıl Türkiye gazetesi çırak okulları ve OSTİM’de çalışan çıraklarla ilgili haberlere de yer vermiştir.

1993 Yılı

1993 yılı, dünya ve Türkiye için önemli bir yıl olmuştur. Bu yıl Turgut Özal cumhurbaşkanı, Süleyman Demirel ise, DYP-SHP koalisyon hükumetinin başbakanıdır. ABD’de Clinton dönemi başlamıştır.

Bu yıl Uğur Mumcu katledilmiş, Eşref Bitlis nedeni anlaşılamayan bir uçak kazasına kurban gitmiştir. Turgut Özal 17 Nisan tarihinde vefat etmiş, yerine 17 Mayıs tarihinde Süleyman Demirel cumhurbaşkanı olarak geçmiştir. Tansu Çiller siyasetin gündemine ve başbakanlık koltuğuna 14 Haziran’da oturmuştur. 2 Temmuz’da Sivas katliamı yaşanmış ve bu olay Türkiye tarihinde önemli bir yer tutmuştur. Bosna Hersek’teki iç savaş tüm çarpıcılığıyla dünyanın ilgisini çekmiştir.

Bu dönemin en önemli özelliklerinden biri, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO), çocuk emeğinin sona erdirilmesi amacıyla başlattığı projedir (ILO/IPEC). 1992 yılında başlatılan, hibe yardımlarını içeren bu destek programında ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu 6 ülkede öncü uygulama yapılmıştır. 1993 yılı Türkiye’de kampanyanın işçi ve işveren sendikalarını da içine alarak genişlediği ve kök salmaya başladığı yıl olmuştur.

1993 yılında Cumhuriyet gazetesinin araştırma konusuna oldukça duyarlı olduğu söylenebilir. Çocuk işçiler ve sokakta çalışan çocuklarla ilgili haberler gazetede ve eklerinde yer almıştır. Önceki yıllardan farklı olarak haberlerde kullanılan fotoğrafların kimi zaman renkli olduğu da görülmüştür. 24 Nisan tarihli gazetede, ekonomik faaliyete çocukların bakışı ve katkısı konulu bir habere yer verilmiştir. Ancak bu haberlerin genellikle sokakta çalışan çocuklarla ilgili olduğu söylenmelidir.

Hürriyet gazetesine geçildiğinde, gazetenin konuya duyarsız kaldığı söylenilmelidir. Her ne kadar haberler konuyla doğrudan ilgiliyse de, genellikle gazetenin ekinde yer almış ve sınırlı sayıda kalmıştır.

Milliyet gazetesinin de önceki yıllara göre, çalışan çocuklar sorununa duyarsız kaldığı belirtilmelidir. Haberlerin çoğunluğu konuyla doğrudan ilgilidir. Özellikle çıraklarla ilgili haberler çoğunluktadır.

Türkiye gazetesinin de son derece az haberle çocuk emeğinin kullanımı sorununu işlediğini vurgulamakta yarar vardır.

12 Mart tarihli gazetede yer alan haber, çalışan çocuklarla ilgili dünya istatistiklerine de yer vermiş ve sorunla ilgili en doğrudan haber olmuştur.

1998 Yılı

1998 yılında Refah Partisi ve DYP koalisyonu iktidardadır. Bu yıl aynı zamanda 28 Şubat sürecinin de yaşandığı yıldır. 17 Ocak tarihinde Refah Partisi kapatılmış ve irticaya karşı önlem paketleri gündeme gelmiştir. 14 Kasım tarihinde terörist örgüt lideri Abdullah Öcalan yakalanmış ve bu olay ülke gündeminde oldukça uzun süre kalmıştır.

Yine bu dönemin en önemli karakteristiklerinden biri, zorunlu ilköğretimin 8 yıla çıkarılmış olmasıdır. Bu uygulama, 1997-98 öğretim yılında başlamıştır. Çıraklık Eğitim Merkezi’ne alınacak çocukların yaşları da böylece, 15’e yükselmiş olmaktadır. Böylece öteden beri bilim insanların, tam zamanlı çocuk emeği ile mücadele önemli bir adım olarak önermiş oldukları, bir adım atılmıştır. Ancak ne yazık ki, çocukları çalışma yaşamına iten, ekonomik-sosyal nedenlere yönelik herhangi bir adım atılmadığı için, bazı yazarlar, çocuk emeğinin biçim değiştirerek varlığını sürdüreceğini söylemektedir.

Bu yıl Cumhuriyet gazetesi, çocuk emeği konusuna oldukça duyarlı bir tutum sergilemiştir. Özellikle köşe yazarları dolaylı da olsa konuyla ilgili makaleler yazmıştır. Mayıs ayı başında gerçekleşen “Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi İçin Küresel Yürüyüş” ile ilgili haberler gazetede geniş yer bulmuştur. Bu yılın Haziran ayında Cenevre’de gerçekleşecek ILO zirvesine katılmak üzere, üç ayrı kıtadan yola çıkan çocukların Asya grubu, Ankara ve İstanbul’a uğramış, Türkiye’de de seslerini duyurmuşlardır.

5 Ağustos tarihli gazetede DİE istatistiklerine (1994 Çocuk İşgücü Anketi) yer verilmiş, sanayide çocuk işçi çalıştırılması konusu vurgulanmıştır. Bunun dışında sokakta çalışan çocuklarla ilgili de çok sayıda haber yayınlanmıştır. 7 Nisan tarihli gazetede yer alan haber, Filipinlerde çocukların ağır işlerde çalıştırılması sorununu gündeme getirmiştir. Yine 13 Nisan tarihli gazetede yer alan bir haber de Türkiye’deki çocuk işçilerle ilgili açıklamalara yer vermiştir. Bu haberin devamında konuyla ilgili uzmanların yorumlarına da yer verilmiştir. Cumhuriyet gazetesi 1998 yılında, çocuk emeği kullanımı konusuna başlı başına bir sorun olarak yaklaşmış ve gerekli özeni göstermiştir.

Hürriyet gazetesi, daha önceki yıllarda olduğu gibi konuyu yüzeysel olarak incelemiş, sınırlı sayıda haber yayınlamıştır. Bu haberler içinde 30 Kasım tarihli gazetede yer alan haber, sorunla ilgili ayrıntılı bilgilere yer vermiştir.

Milliyet gazetesi, daha çok sokakta çalışan çocuklarla ilgili haberlere yer vermiştir. 20 Kasım tarihli gazetede yer alan haberdeyse, çocuk işçiliğin Türkiye’de yaygın olarak görünümü konusuna değinilmiştir.

Türkiye gazetesi de 1998 yılında konuya oldukça geniş bir yer ayırmıştır. Haberlerin çoğunluğu konuyla doğrudan ilgilidir. Özellikle 15 ve 17 Ekim tarihli gazetelerde sermayenin çocuk işçi çalıştırmakla ilgili görüşlerine değinilmiştir. Bu haberlere göre İtalyan Benetton firması, Boyner Holding’le çalışmalarını çocuk işçi çalıştırdıkları gerekçesiyle askıya almıştır. 25, 26, 27 Kasım tarihli gazetelerde yer alan yazı dizisinde de çalıştırılan çocuklarla ilgili sorun alanlarına dikkat çekilmiştir.

2003 Yılı

2003 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’dir ve iktidarda AKP hükümeti yer almaktadır. Yılın ilk aylarında Irak’ta bir savaş başlayacağının ilk sinyalleri gazetelere yansımıştır. 1 Mart tarihinde Kuzey Irak’a Türk askerlerinin gönderilmesi ile ilgili tezkere mecliste görüşülürken, Ankara’da çok geniş çaplı bir gösteri düzenlenmiştir. Bu gösterinin de etkisiyle tezkere TBMM’nden geçmemiştir. 20 Mart tarihinde ABD Irak’a saldırmış, başlayan savaşın çocuklar üzerindeki etkisi gazetelerin en çok vurguladıkları konuların başında gelmiştir.

Bu yıl aynı zamanda 4857 tarihli yeni İş Kanunu’nun da yasalaştığı yıldır. Bu yasayla birlikte çalışma yaşamında pek çok değişim yaşanmış, bu değişimlerin çoğunluğu işçi sınıfı aleyhine olmuştur. Bunlardan bir tanesi esnek çalışma ilişkilerinin, mevzuatta yerini alması sorunudur.

Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlarının konuya ilgisi yoğunken, gazete muhabirlerinin de konuyla ilgili haberleri geniş yer tutmuştur. Ancak yine vurgunun sokakta çalışan çocuklar üzerine olduğu söylenmelidir. 12 Haziran tarihli gazetede yer alan haberse doğrudan çocuk işçilik ile ilgilidir. Haberde, bu tarihin ILO tarafından “Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” olarak ilan edildiği belirtilmiştir.

Hürriyet gazetesi, 2003 yılında konuya karşı son derece duyarsız kalmıştır. Gazetede yer alan birkaç tane haber de konuyla dolaylı olarak ilgilidir.

Milliyet gazetesinin de, önceki yıllara göre duyarsız kaldığı söylenebilir. Türkiye gazetesi ise, daha çok Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin o yıl sokak çocuklarına yönelik politikalarından bahsetmiş, daha çok Belediye’nin çalışmalarını övmüştür.

2008 Yılı

2008 yılı Türkiye’nin gergin geçirdiği bir yıl olmuştur. Türban tartışması ülkenin gündemine oturmuştur. Ülkenin tüm kurumlarıyla sürtüşme yaşayan AKP hükümeti, bir taraftan dış politikada dışa bağımlı bir tutum sergilerken, iç politikada ise anti-demokratik ve baskıcı bir tutum sergilemiştir. Devletin her kademesinde yolsuzluk iddiaları yaygınlaşmıştır.

Başbakanın her ailenin üç çocuk yapmasının gerekli olduğu ile ilgili açıklamaları geniş yankı bulmuştur. Bunun dışında yeni Sosyal Güvenlik Yasası konunun taraflarınca uzun dönem tartışılmış ve sonunda yılın son aylarında yasalaşmıştır.

Cumhuriyet gazetesi bu yıl da çocuk emeği kullanımı konusuyla ilgili duyarlı haberlere yer vermiş, gazetenin eklerinde de bu sorun yer bulmuştur. 7 Eylül tarihli Pazar eki konuyu derinlemesine işlemiştir. 21 Nisan tarihli gazetede yer alan karikatür Başbakanın “her aileye üç çocuk” yorumunu çarpıcı bir şekilde resmetmiştir. Yine 31 Mayıs tarihli haber sorunla doğrudan ilgilidir.

Hürriyet gazetesi, 23 Nisan’da çıkardığı çocuk ekinde çalışan çocuklar sorununa çocukların bakış açısını birinci ağızdan yansıtmıştır. Bunun dışında yeni Sosyal Güvenlik Yasası’nda emeklilik yaşının ve prim ödeme gün sayısının arttırılması dolayısıyla, eski yasaya tabi olabilmek için çocuklarını sigortalayan ailelerle ilgili haberlere yer verilmiştir. Bu aileler arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de bulunduğu da yer almıştır. Gazete, eklerinde de soruna değinmiştir.

Milliyet gazetesi, çıkardığı gençlik ekinde konuyla ilgili haberlere yer vermiştir. Bunun dışında çocuklarını göstermelik sigortalattıranlara cezai işlem uygulanması hakkında da haberler vardır.

Türkiye gazetesi, tarımda çalışan çocukların yanı sıra, sanayide de çocuk işçi çalıştırılması sorununa değinen haberlere yer vermiştir. Özellikle bu çocukların aynı zamanda eğitimden de uzak kalmamak için verdikleri mücadeleyi içeren haberler çoğunluktadır.

B) Çocuk Emeği Haberleri ile İlgili Özelliklerin Sıklığı ve Gazetelere Göre Dağılım :

Otuz yıllık süreçte ve beşer yıllık zaman dilimlerinde, gazetelerde, çocuk emeği üzerine doğrudan “çocuk emeği”ni konu alan haberler çıktığı gibi, başka bir konudan söz ederken dolaylı olarak çocuk emeğinden söz eden haberler de çıkmıştır. Aşağıdaki tablolarda doğrudan ve dolaylı haberlere ilişkin özellikleri görmekteyiz.

TABLO 1 – Haberin Konuyla İlgi Derecesi

Sıklık

%

Doğrudan

211

59

Dolaylı

147

41

Toplam

358

100

TABLO 2- Haberin Yer Aldığı Gazete ve Konu Olan Olayın Çalışan Çocuklarla İlgi Derecesi

Habere konu olan olayın çalışan çocuklarla bir ilgisi var mı? Cumhuriyet Hürriyet Milliyet Türkiye Toplam
Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık %
DOĞRUDAN 74 52 37 59 41 53 59 78 211 59
DOLAYLI 68 48 26 41 36 47 17 22 147 41
TOPLAM 142 100 63 100 77 100 76 100 358 100

Çocuk emeği konusuna doğrudan değinen haber yapmada Cumhuriyet gazetesi yine öndedir. Yaptığı doğrudan 74 haberle, hemen hemen tüm gazetelerin haber sayılarına eşit yayın yapmıştır. Ancak tüm çocuk emeği haberleri haberler içerisinde doğrudan haberlerin payı %52 ile diğer gazetelerden daha düşüktür.

TABLO 3- Haberin Derinliğine Ele Alınma Durumu

Derinlemesine Ele Alınma Durumu

Sıklık

%

Evet

99

28

Hayır

259

72

Toplam

358

100

Tablo 3’te de görüldüğü gibi incelenen gazetelerde konuyla ilgili yer alan haberlerin %72’si konuyu derinlemesine ele almamıştır. Haberlerde genellikle sorunun yapısal boyutları vurgulanmamış, yüzeysel olarak değinilmiştir.

Çalışmamızda, ister doğrudan olsun ister dolaylı, tüm çocuk emeği haberleri birden ele alınmıştır. Bu çerçeveden bakıldığında, çocuk emeği haberlerinin gazetelere dağılımı şöyle görülmektedir.

TABLO 4. Haberin Yer Aldığı Gazete

Gazeteler Sıklık %
Cumhuriyet 142 40
Hürriyet 63 18
Milliyet 77 21
Türkiye 76 21
Toplam 358 100

Çocuk emeğini doğrudan ya da dolaylı konu alan haberin yer aldığı gazete ile ilgili sıklık dağılımı Tablo 4’te görülmektedir. Gazetelerin içerisinde en çok çocuk emeği veren Cumhuriyet Gazetesi’dir. Onu açık arayla, diğer gazeteler izlemektedir. Hürriyet’te yer alan haber sayısı, Cumhuriyet’te yayınlananların yarısından daha azdır.

TABLO 5. Haberin Gazetede Yer Aldığı Sayfa Dilimi

Sayfa No. Sıklık %
1-5 169 47
6-10 110 31
11-15 46 13
16-20 26 7
21+ 7 2
Toplam 358 100

Haberin gazetenin hangi sayfasında yer aldığıyla ilgili sıklık ve yüzde dağılımı Tablo 5’de görülmektedir. Buna göre, haberlerin %14’ü 3.sayfada, %14’ü 5.sayfada, %11’i ise 2.sayfada yer almaktadır. Konuya gösterilen duyarlılığı tespit edebilmek açısından haberin gazetenin ilk sayfalarında yer alması önem taşımaktadır. İncelenen gazetelerde yer alan çocuk emeği haberlerinin neredeyse yarısı, ilk beş sayfada yer almıştır. 1.sayfada yer alan haber oranı ise, tüm haberlerin yirmide biri kadardır. Bu anlamda incelenen gazetelerin, genellikle ilk sayfalarda konuya yer verdikleri söylenebilir.

Çocuk emeği haberinin yer aldığı sayfa diliminin gazetelere göre dağılımı da özellik göstermektedir.

TABLO 6 – Haberin Yer Aldığı Sayfa Diliminin İncelenen Gazetelere Göre Dağılımı

Sayfa No. Cumhuriyet Hürriyet Milliyet Türkiye Toplam
Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık %
1-5 65 46 32 51 37 48 35 46 169 47
6-10 49 35 15 24 18 23 28 37 110 31
11-15 16 11 10 16 12 16 8 10 46 13
16-20 12 8 5 8 4 5 5 7 26 7
21 + 0 0 1 1 6 8 0 0 7 2
Toplam 142 100 63 100 77 100 76 100 358 100

Çocuk emeği haber, çoğunlukla Cumhuriyet (%81) ve Türkiye (% 83) gazetelerinde ilk on sayfada yer almaktadır. Hürriyet’te (%75) ve Milliyet’te (%71) bu oran düşmektedir. İlk sayfada çıkan haber sırasıyla Cumhuriyet ve Hürriyet’te 7’şer tane, Milliyet ve Türkiye’de 3’er tanedir.

Haberlerin hangi yıllarda yoğunlaştığını bilmek, duyarlılaştırmaya yol açan etmenleri tanıyabilmek için de bize olanak vermektedir.

TABLO 7- Haberin Gazetede Yer Aldığı Yıl

Yıl Sıklık %
1979 58 16
1983 41 11
1988 47 13
1993 35 10
1998 95 27
2003 33 9
2008 49 14
Toplam 358 100

Konuyla ilgili haberlere rastlanılan yıllara göre dağılım Tablo 7’de görülmektedir. Buna göre haberlere daha çok (%27) 1998 yılında rastlanıldığı söylenebilir. Bunun yanında konuyla ilgili en az (% 9) haberin bulunduğu yıl 2003’tür. Haberin yılı ve bulunduğu gazete arasındaki ilişki ise aşağıdaki çapraz tabloda görülebilir. Bu tabloya göre, yıllara göre gazetelerin konuya gösterdikleri duyarlılık görülebilmektedir.

TABLO 8- Haberin Yılı ve Yer Aldığı Gazete Arasındaki İlişki

YIL Cumhuriyet Hürriyet Milliyet Türkiye Toplam
Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık %
1979 28 20 11 18 16 21 3 4 58 13
1983 9 6 9 14 14 18 9 12 41 12
1988 11 8 11 18 9 12 16 22 47 13
1993 18 13 5 8 7 9 5 7 35 10
1998 48 34 8 13 13 17 26 34 95 27
2003 14 10 3 5 7 9 9 12 33 9
2008 14 10 16 26 11 14 8 11 49 14
Toplam 142 100 63 100 77 100 76 100 358 100

Cumhuriyet ve Türkiye gazetelerinde yer alan haberlerin üçte biri 1998 yılında yayınlanmıştır. Bu yılın çocuklar yönünden en önemli özelliği, zorunlu ilköğretim yaşının 8’e yükseltilmesi uygulamasının başlatıldığı yıl olmasıdır. Diğer önemli olgu, çalışan çocukların Singapur’dan Cenevre’ye (İsviçre) doğru yaptıkları “Küresel Yürüyüş”lerinde Türkiye’yi bir baştan bir başa geçmiş olmalarıdır. Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde ise çocuk emeği haberlerine en çok 1979 yılında yer verilmiştir. Haberlerin yıllara göre dağılımında, Cumhuriyet gazetesinde sıklığın daha yüksek olduğu ikinci yıl ise 1979’dur. Bu yılın çocuklar yönünden en önemli özelliği, uluslararası çocuk yılı olarak ilan edilmiş ve kutlanmış olmasıdır.

TABLO 9- Haberin Hangi Kaynaktan Alındığı

KAYNAK Sıklık %
Ajanslar 31 9
Bakanlıklar 16 5
Gönüllü kuruluş 2 0
Uluslararası kuruluş 24 7
Bilim insanları 4 1
Gazete elemanlarının çalışmaları 148 41
Olaya taraf olanlar 61 17
Diğer 34 9
Kodlanamıyor 38 11
Toplam 358 100

Konuyla ilgili haberin kaynağıyla ilgili sıklık ve yüzde dağılımı Tablo 9’da görülmektedir. Buna göre %41 oranla gazete elemanlarının yazdığı haberler çoğunluktadır. Olaya taraf olanların köşe yazıları ve makaleleri de %17 oranında gazetelerde yer tutmuştur. Bu dağılımların gazetelere göre çapraz tablosu ile aşağıda Tablo 6’da görülebilir.

Bu bize haber ajanslarının çocuk emeğine yeterince eğilmediğini, gazetelerin bu konuya salt ilgi duydukları için çalışanlarını, yazı yazmaya, haber yapmaya yönlendirdiklerini düşündürmektedir. . Ayrıca uygulamadan bilinmektedir ki, çocuk emeği üzerine çalışanların, haber ya da araştırmalarını, gazete yazarlarını-araştırmacılarına ikili görüşmelerle aktarmaları da, gazetelerde çocuk emeği üzerine haber-yazıların çıkmasında etkili olmaktadır.

TABLO 10- Haberin Kaynağı ve Yer Aldığı Gazete Arasındaki İlişki

YIL Cumhuriyet Hürriyet Milliyet Türkiye Toplam
Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık %
Ajanslar 6 4 10 16 5 7 10 13 31 9
Bakanlık 5 4 1 1 4 5 6 8 16 5
Gönüllü kuruluşlar 2 1 0 0 0 0 0 0 2 0
Uluslararası kuruluşlar 10 7 4 6 3 4 7 9 24 7
Bilim insanları 4 3 0 0 0 0 0 0 4 1
Gazete elemanlarının çalışması 62 44 25 40 38 49 23 30 148 41
Olaya taraf olanlar 22 15 10 16 15 19 14 19 61 17
Diğer 14 10 5 8 3 4 12 16 34 9
Kodlanamıyor 17 12 8 13 9 12 4 5 38 11
Toplam 142 100 63 100 77 100 76 100 358 100

Gazetelerin çocuk emeği konusundaki haber kaynaklarını, çoğunlukla (% 41) kendi çalışanlarının araştırmaları ya da kurdukları bağlantılar oluşturmaktadır. Bu oran Milliyet ve Cumhuriyet’te en yüksek, Türkiye gazetesinde en düşüktür. Ajanslardan gelen çocuk emeği haberlerini en çok kullanan gazete Hürriyet, bakanlıkların açıkladığı bilgilere en çok yer veren gazete ise Türkiye’dir. Uluslararası kuruluşlar ve gönüllü kuruluşlardan gelen bilgilere daha çok Cumhuriyet gazetesi yer vermektedir.

Özellikle haber ajansları kaynaklı çocuk emeği haberlerine daha az yer verilmesi (%9) gerçeği, basında çocuk emeği konusuna duyarsızlığın en açık göstergelerinden biridir. Ancak gazetecilerin bireysel çabaları ve bir grup okuyucunun beklentileri, çocuk emeği yazıları için bir ortam yaratabilmektedir.

TABLO 11- Haberin Gazetede Kapladığı Yer

Kapladığı Yer Sıklık %
25/95 cm2 58 16
96/132 cm2 130 36
133/204 cm2 111 31
205/275 cm2 33 9
276/346 cm2 16 5
347 cm2 ve yukarısı 10 3
Toplam 358 100

İlgili haberin gazetede kapladığı yere ilişkin yüzdeler Tablo 11’de görülmektedir. Buna göre haberlerin çoğunluğu (%52) 96/132 santimetre-kare ve altında yer kaplamaktadır.

TABLO 12- Haberin Yayımlandığı Ay ile Yer Aldığı Gazete Arasındaki İlişki

AYLAR Cumhuriyet Hürriyet Milliyet Türkiye Toplam
Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık %
OCAK 10 7 4 6 8 10 7 9 29 8
ŞUBAT 8 5 4 6 4 5 5 7 21 6
MART 12 9 7 11 8 10 7 9 34 10
NİSAN 24 17 14 22 15 20 7 9 60 17
MAYIS 16 11 4 6 4 5 5 7 29 8
HAZİRAN 14 10 6 8 6 8 10 13 35 10
TEMMUZ 7 5 4 6 6 8 4 5 21 6
AĞUSTOS 13 9 6 10 5 7 8 10 32 9
EYLÜL 9 6 4 6 3 4 6 8 22 6
EKİM 13 9 7 11 5 7 9 12 34 10
KASIM 7 5 2 3 6 8 5 7 20 6
ARALIK 9 6 2 3 7 9 3 4 21 6
TOPLAM 142 100 63 100 77 100 76 100 358 100

Çocuk emeği haberleri %17 sıklıkla Nisan ayı içerisinde yayınlanmaktadır. İncelemenin yapıldığı 8 yılda, Cumhuriyet, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde 23 Nisan çocuk bayramı dolayısıyla, çocuk emeği haberlerinde artış görülmüş; diğer aylarda ise bir eşitsizliğe rastlanmamıştır. Türkiye gazetesinde ise aylara göre haber dağılımında bir özellik bulunmamaktadır. Nisan ayı içerisinde verilen çocuk emeği haberlerinin, % 40’ı Cumhuriyet’te, % 24’ü Milliyet’te yer almıştır.

Bu sonuçlar, bayram vs. gibi özel günlerin haber yayınlamada bir olanak yarattığını ve olumlu etki yaptığını göstermektedir. 12 Haziran’ın “Dünya Çocuk Emeği ile Mücadele Günü” olduğu düşünülürse, gazetelerde bu günün yeterince değerlendirilemediği ortaya çıkar.

Yazılı basında fotoğraf kullanımı haberi zenginleştiren ve okunurluğu arttıran öğelerden biridir. Tablo 13 ve 14’de incelenen konuyla ilgili rastlanılan haberlerde fotoğrafa yer verilip verilmediği ve yer verildiyse ne tür fotoğraf olduğu konusunda sıklık ve yüzdelik dağılımlar görülmektedir. Buna göre, haberlerin %62’sinin fotoğraflı olduğu ve bu fotoğrafların da %44’ünün siyah-beyaz olduğu görülmektedir. Bunun yanında haberde fotoğraf kullanımının konuya dikkat çekmek açısından etkili bir unsur olduğu söylenebilir.

TABLO 13- Haberde Fotoğraf Bulunma Durumu

Fotoğrafın varlığı Sıklık %
Evet 223 62
Hayır 135 38
Toplam 358 100

TABLO 14- Haberde Bulunan Fotoğrafın Türü

Haberde Bulunan Fotoğrafın Türü Sıklık %
Siyah-beyaz 159 44
Renkli 64 18
Fotoğrafsız haber 135 38
Toplam 358 100

Aşağıda Tablo 15’de ise, gazetelere göre fotoğrafın türünü gösteren çapraz dağılım görülebilir. Fotoğrafın siyah-beyaz ya da renkli oluşu, etkinliğini arttırmaktaysa da, gazetelerin renk kullanım konusundaki genel tutumlarıyla yakından ilgili bir ögedir.

TABLO 15- Haberin Yer Aldığı Gazete ile Haberde Yer Alan Fotoğrafın Türü

Fotoğrafın Türü Cumhuriyet Hürriyet Milliyet Türkiye Toplam
Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık % Sıklık %
SİYAH-BEYAZ 70 90 19 51 33 62 37 67 159 71
RENKLİ 8 10 18 49 20 38 18 33 64 29
TOPLAM 78 100 37 100 53 100 55 100 223 100

İncelenen gazetelerden daha çok renk kullanan Hürriyet ve Milliyet’in çocuk emeği haberlerinde de renk kullanım oranı diğer gazetelerden yüksektir. Gazeteler içerisinde, çocuk emeği haberlerinde en az renk kullanan Cumhuriyet’tir. Haberlerin tümü göz önüne alındığında, siyah-beyaz fotoğraf kullanımının %71 sıklıkla egemen biçim olduğu ortaya çıkmaktadır.

TABLO 16- Haberde Yer Alan Görsel Materyalin Türü

Görsel Materyalin Türü

Sıklık

%

Grafik

1

0

Karikatür

20

9

Fotoğraf

202

91

Toplam

223

100

Tablo 16’da haberde yer alan görsel materyalin türüne göre yüzdelik dağılım görülebilmektedir. Buna göre %56 ile haberlerde en çok fotoğraf ile görsellik sağlanırken, %6’lık bir oranla karikatürler de haberin kendisi olarak nitelenmiştir.

Bazı gazeteler, özellikle kültür ve araştırma konularına eklerinde yer vermeyi yeğlemektedirler. Tablo 17’de haberlerin gazetenin eklerinde rastlanılma yüzdeleri görülmektedir. Buna göre %6’lık bir oranla haberler söz konusu gazetelerin ekinde yer almıştır. Gazetelere göre çapraz dağılım ise Tablo 18’de görülebilir.

TABLO 17- Haberin Gazetenin Ekinde Yer Alma Durumu

Ekte Yer Alma

Sıklık

%

Evet

23

6

Hayır

335

94

Toplam

358

100

TABLO 18- Haberin Gazetelere Göre Ekte Yer Alma Durumu

Haberin gazetenin ekinde yer alıp almadığı Cumhuriyet Hürriyet Milliyet Türkiye Toplam

Sıklık

%

Sıklık

%

Sıklık

%

Sıklık

%

Sıklık

%

YER ALIYOR

3

2

15

24

5

7

0

0

23

6

YER ALMIYOR

139

98

48

76

72

93

76

100

335

94

TOPLAM

142

100

63

100

77

100

76

100

358

100

Gazetelerden Hürriyet’in çocuk emeği konusuna daha çok eklerinde yer verdiği görülmektedir. Bu olgu, gazetelerin ek çıkarıp çıkarmaması ile de yakından ilgilidir. Bu açıdan bakıldığında Hürriyet’in, aynı zamanda en çok ek yayınlayan gazete olduğu belirtimelidir.

SONUÇ

Dünyada ve Türkiye’de hızla yayılan neo-liberal eğilimler, pek çok alanda olduğu gibi emek piyasalarında ve istihdam politikalarında da değişimi beraberinde getirmiştir. Emek maliyetlerini azaltmak adına, güvencesiz ve geçici çalıştırma yaygınlaşmış, işçi sınıfının örgütlenmesini engelleyici önlemler hükumetler tarafından uygulanmaya başlamıştır. Bunun yanında işgücü piyasasına kolay girip çıkabilen kesimler hızla istihdam edilmeye başlanmıştır. Bu kesimlerin başında kadınlar ve çocuklar gelmektedir.

Çocuk emeği kullanımı, her ne kadar mevzuat tarafından düzenlenmişse de -Türkiye’de pek çok alanda görülen bir sorun olarak- uygulamada mevzuata aykırı durumlar ortaya çıkmaktadır.

Dünyada çocukların çalışması sorunu, 18.yüzyılda, emekçilerin kitlesel olarak aynı ortamda çalışmaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkmış, hatta ilk sosyal politika uygulamaları da özellikle çocukları korumak üzerine oluşturulmuştur. Ancak tarih boyunca kapitalizm, krize girdiği zamanlarda emeğin haklarını kısmak ve maliyetleri düşürmek amacını gütmektedir. Bunu gerçekleştirmek için de ucuz işgücü kullanmak durumundadır. İşgücü maliyetlerini azaltmanın bir yolu da çocuk işçi çalıştırmaktan geçmektedir.

Özellikle Türkiye’de çocuklar, kırdan kente göçün de etkisiyle, büyük şehirlerde güvencesiz ve son derece olumsuz koşullarda çalışmak durumundadırlar. Bu sorunun çözümü yönündeki politikalar oluşturulması için öncelikle yapısal sorunların ortadan kaldırılması gereklidir. Eşitsiz gelir dağılımı, kentlileşememe, işsizlik, eğitim sisteminin var olan sorunları gibi yapısal olgular ortadan kalkmadan çocuk emeği kullanımı sorununun da ortadan kalkamayacağı kesindir. Bütün bu sorunlara ek olarak, geleneksel aile yapıları da çocukları çalışma ortamına itmektedir.

Araştırma sonucunda ortaya çıkan bulgulara ve yapılan yorumlara göre, Türk Basınında konuya en çok ilgi gösteren gazetenin Cumhuriyet gazetesi olduğu söylenebilir. Diğer gazeteler yıllara göre değişen oranlarda konuya duyarlılık göstermişlerdir. Türkiye gazetesi, yıllar geçtikçe konuya daha fazla özen göstermiş, ancak her zaman ideolojik duruşuna yakın bir yorum geliştirmiştir.

Gazetelerin konuyla ilgili haber yayınlama oranları kuşkusuz incelenen yılda dünyada ve Türkiye’de yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmelerle de yakından ilgilidir. Örneğin 1979 yılı aynı zamanda “Uluslararası Çocuk Yılı”dır. Gazetelerin bu konuyla ilgili yayınladıkları haberler, gösterdikleri duyarlılığa göre değişiklik göstermiştir. Bunun dışında 1998 yılında, “Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi için Küresel Yürüyüş” düzenlenmiş ve 8 yıllık zorunlu ilköğretime geçilmiştir. İncelenen gazeteler bu konulara değişen oranlarda ilgi göstermişlerdir.

Sonuç olarak, incelenen gazetelerin ideolojik duruşlarıyla da ilgili olarak, çalışan çocuklar konusuna gösterdikleri duyarlılık, yıllara göre değişmektedir. Ancak gereken ilginin gösterildiğini söylemek zordur.

Ancak biliyoruz ki, kamuoyu duyarlılığını geliştirmede, basının önemi fazladır. Bu eksiklik, toplumun çocuğa, onun eğitimine ve toplumsal konumuna bakışını da etkilemektedir. Sorunun bu kadar uzun bir süredir gündemden neden düşmediğini anlamamıza da olanak vermektedir.

Bu araştırma sonuçlarından üretilmesi gereken en önemli öneri, çocuk emeği haber ve yorumlarının basında daha çok yer alması için daha çok çalışmak olmalıdır.

1979’dan bu yana 5’er yıllık zaman dilimlerinde yapılan gazete taramaları, bize çocukların çok “önemsendiğini ve sevildiğine” ilişkin söylemlerin tersine, ihmal edildiğini
ortaya koymuştur. Çalışan çocuklar, onları çalışmaya iten ekonomik ve sosyal nedenler görmezden gelinerek, kendi yazgılarıyla baş başa bırakılmaktadırlar.

Çocukların, eğitim görmeleri gereken bir çağda, erken yaşta, çalışarak, bireysel bir kurtuluş aramaktadırlar. Bu büyük bir haksızlıktır. Ama onları bu mücadelelerinde, korumasız ve yalnız bırakmak daha büyük bir haksızlıktır. Yazılı, sözlü ve görsel basını bu konuda daha duyarlı olmaya, kamuoyunu duyarlılaştırmaya çağırıyoruz.

1 4857 sayılı İş Kanunu

2 TÜTENGİL, Cavit Orhan, (1961), Gazete ve Dergileri İnceleme Metodu, İstanbul: Fakülteler Matbaası.

3 Bakınız Ek Soru Çizelgesi